Aralık 31, 2011

*doğrunun ne oldğunun tartışma konusu olduğu evrende gerçeklerden bahsetmek her koşulda mantık çerçevesi dahilinde tercih edilendir kuşkusuz.
*kendimi alamıyorum boş gezenin boş kalfalığından
yaklaşık üç dakikadır aklıma gelen bu misallere bakacak olursak bunu kolaylıkla gözlemlemiş oluyoruz!!
*önemli olanın ne yazdığın değil cümleleri bunlar.. açıkcası bunun sonrasındaki önemli olanın ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok
en ufak bir fikrim var aslında
ama dediğim gibi ufak bir fikir..

Aralık 18, 2011

                                                                                                                                                                        

                                                                                                               
ne desem boşbe birader.. hangi birinden dem vurayım istersin.. neyse boşver çokta umrundaymış gibi davranma meziyetini gösterdiğiniz için teşekkür ederim.. bu teşekkürü kendime borç bildim.. zira şükretmek gerek!

Aralık 10, 2011

maddi manevi her durum boka sarma eğilimini sürdürürken bu durumu nasıl belirtebilirim bilemedim.. boka sarmak deyimi durumu yeterince açıklar değil gibi.. sevgili sofie, bir çok filozof kendini dünyevi işlerden soyutlayıp kendi alemlerinde kendine yeni cıkmazlar sorgularken dünyanın böle ucu boklu değnekleri vardır.. hatta dünyayı bu ucu boklu değnekler arasında dönen bir küre olarak düşünebilrz.. hala orda msın sofie? biz şapkadan cıkan beyaz tavşanın tülerinin zirvesinde yerimizi alıp büyük sihirbazın gölerine bakabilcek miyiz sofie? evet sofie işte sana bir soru: iki ucu boklu değnekli dünya idealar dünyasında da boklu mudur sence? bu boklar dünyaya neyin yansıması olabilr? sofie! hala orda mısn?

Aralık 09, 2011

kimi korkularımız olmadı değil.. evet kimi karanlıktan korktu kimi mağarasına pusmuş içeri sızan ışıktan.. idealar dünyasının yansımasında yaşadığımıza inanmak.. gerçeğin yansıması olarak kalmış olmak sadece bizi ne sönük kılan bir şedir! ne  korkutan ! ne korkulara mahkum kılan ! gözümüze çalan  kör eden ışığa biraz direnip gözlerimizi yeterince ovarsak belki gerçekliğin ta kendisiyle karşı karşıya kalbilriz aklın bize sonduğu yanılmazlıkla... duygu ve duyular da matematiğine inilebilir bir olgu oluverirler belki.. tutarsızlıklardan arındırılmış..

Kasım 16, 2011


kahretsin yalnızlıklar kaldı bana
boşlukta savrulmalar kaldı
soğuk, ıssız, bertaraf..
duvarların dardı bana..
senle sensiz surların yükselir
birde burdan yak demeler kaldığı andır...
avuçlarımda ellerin dahi yok
gör ne körpe halim dumandır
gitme ısrarına
kal demeye mecalim dahi
kalmadı dudaklarımda..
gözlerimden anlasan olmaz mı sanki?
beni anlamayacak gözlerin dahi kalmadı..
ne kadar savrulsam azdır..
kaç kadeh kalmayışlarının yerine 'sen' eder..
kalmayışların dahi kalmadı..
bir kadehe sattım
ne sen kaldın ne kalmayışların kaldı...





her şey yarım kaldı yine..
ne tuhaf
aşk yarım.. nefret yarım.. hayat yarım..
nerde olsan aklımdasın biraz
kimse bilmez.. kimse duymaz..
bir tek ben bilirim
senin sevdiğimi..
bir de sen bilirsin biraz
kalabalık kuytularda boğulur çığlıklarım
bunu bir teselli bulurum ben kendi halime
vazgeçilemez tutkularda kaybolur yaşadıklarım..
dağılıp giden bir sis halinde...
uzaktan gelir gibi sesin
sanki hep başka bir alemdesin..
her şeyde biraz seni bulurum
nerde olsan aklımdasın biraz..
kimse bilmez.. kimse duymaz
birtek ben bilirim seni sevdiğimi
bir de sen bilirsin biraz..


bundan daha iyi anlatan bir parça olamazdı heralde durumu.. 
"her şey yarım kaldı yine.. ne tuhaf.. aşk yarım.. nefret yarım.. hayat yarım..."
anlayan gönüllere hitaben olsun.. anlamayan coktan kaybetmiştir harcanan vakte yan kalanlar sağolsun..




Kasım 12, 2011

zülfü livaneli sesine tokuşturarak devirdiğim son yudumda da sen varsın..
kahretsin..

02.11 / 12.11.11 itibariyle uyuma vakti..
söylenmemiş bir sözdür aramızda kalsın.. söylenmicek olması da muhtemel..

şimdi yeni bir pencere açıyorum sana.. yeni bir sayfa tütüne sarmak üzere.. köhne bir köşede gecenin zifirini aydınlatan bir mum ışığının bıraktığı loşluk tasfirinde geceye açılırken.. hatrına sen ol bu gece tütünü saran.. beni sarmalayan.. neyin hatrına ki bilirsin.. kaç geceler uykuya yenik düştü gözlerimiz birlikte.. belki hep özleyipde söylemediğimiz birbirimize.. ki ben söylemiyorum bile kendime..yalnız bu yalnız gecede anıyorum adını sanını..
gece boğmaya başlamadı değil.. senli bir gecenin dar ağacına gider gibi olması neye alamet ki bilmiyorum? yolcu musundur dersin ağır ağır gönlümden.. gerçi gider olsan anlardım.. geceye direniyor bulmazdım kendimi.. bir de mum ki ısrarla sönme telaşında.. herkes mi karanlığa boğmak ister bu denli?.. yeterince ıssız değil mi bu bucak?...
her şeye rağman saate takıldığım şu dakika aklından geçebiliyor olmak isterdim.. köşesine sıkıştığım şu bucakta bir dünya olmanı isterdim bana.. kafam bir dünya gönlümün alemi başka.. ufukta güneş olalım aşka.. bir ömür gönlünde sakla.. beni akla.. beni yüreğine sar karanlığı yasakla..
gönül penceremde bi kafiyedir sürüp giderken serbes dizeler gibi serpilmek isterdim gözlerine..
en yalın halimle seviyorum demek isterdim.. sevmenin en yalın halinde..
02.07 / 12.11.11 itibariyle bir sen vakti...
bilmem inanır mısn aklımda tek bir aşk yok
türlü kırıntılar sadece
sadece yarım yaşanmışlıklar, yaşanmışlık denirse artık..
bana bir sarholuğum kaldı dense yeridir ki..
kalmadığını görüyorum hiç kimsenin kıyılarımda..
kıyılarımda diyorum çünkü bir ada gibi gördüm kendimi..
ucu ummanlara açılan köhne bir köşe..
bir limanı dahi olmayan bucak ada..
limanım dahi olmamalı zira,
limanlar yanaşması beklenen deniz aşanlar içindir..
benimkisi umman ki aşabilen yürek varsa limanda aramaz vardığında..
varsın olsun bir taka dahi kabulümdür
ufkumda yer alacak kadar..
bir adımda ufuk olmam mı sanırsın dalgaları yara yara..
okadar kök salmadım elbet..
okadar sıkışmadım duvarlarıma..
ya da duvarlarına...
tek bir aşk yok diyordumya hani..
böyle kelimelere açılınca
ister istemez aklımda varlığın gösteriyor kendini..
en son darbe sendenin etkisi olsa gerek..
en son dalgalara yenilip daha derinlere itilerek...
ne diyorduk adına..
senle başlayıp benle biten..
sende başlayıp bende biten dense de yanlış olmazdı..
bende bitmeyen dense daha yanlış olmazdı..
bitse anlardım..
bunu haklı çıkaracak çok bitmeyişlerim oldu malesef..
keşke haksız olsamda bir nefeste bittiğine tanık olsa gözlerim..
belki bir nefes nefessiz kalarak..
sonraki her nefese bir okadar huzur vercek olarak..

01.50 / 12.11.11 itibariyle bir borç ödemesi vakti..

Kasım 11, 2011

hangi yar olsun istersen o olsun.. bana yar olmadıktan sonra kah ele kah kara toprağa.. bir bana yar olmayışın yaradır bende bilmedikten sonra... bilmek istemezsin belki.. gözlerinde görmek istemez.. cok görülesi gözlerimde yoktur gerçi.. ummana bedel gözlerince.. abartı falan da dense hiç umman görmediğimden belki.. gözlerini umman gördüm gönlümce.. ne umman ki kutupları alt eden buzul dağlar barındırdın derinlerinde.. ben her seferinde alabora.. her seferinde....