Ocak 03, 2012

kâh gözlerim varlığına aşina kâh hiç olmamışsın gibi algısız bakışlarına.. varlıkla yokluk arasında bir şey olup çıktın sonunda bir rüya gibi.. şimdi burdaysan..tam burda.. benliğimde.. iki saniye sonra eser kalmayabiliyor.. hayret... gerçekten kendimi hayretlerle karşılıyorum senli zaman dengesizliğimde.. tin'ler dünyasında aslına erişememiş, suretinle avutulmuş gibi hislere kapılıyorum.. hangi varlığın asıl varlığıyla muhattabız o da bir muammayken mevzubahis sen olduğunda daha bir duyarlılık kaçınılmaz oluyor tabi.. duyarlılık duyularımca seni algılayabildiğim kadar tabi.. seni görüyorum di mi?.. teninin kokusu hala burda gibi.. avuçlarımdaki yüz hatlarının derinliğinği nasıl unutabilirm.. her sözünün şiirsel bir tınısını da tabi.. peki hissetmek?? sıcaklığını, sevgini, bana var oluşunu... bundan emin olmakla olmamak arasında git-geller yaşıyorum.. asıl gerçekliğe sahip olması gereken buydu oysa.. bundan doğan anlık kuşkularımdı seni saniyeler arasında kaybeden.. zaman tünelinde senden yansıyan tek şeyin suretten ibaret olmasının cevabı burda gizli.. beni buna ikna eder olsan belki canlı anı olarak varlığın yer ederdi zihnimde.. hatta belki ben gider olamzdım da.. anılara sığınmak durumlarına sığınmak zorunda kalmazdık.. gerçi şimdi sığınacak bir anı bile bırakmadım kendime.. sevgi gerçekliğin kuşku uyandırdığı sürece bende senliğin önündeki perde aralanmıyacakta belki.. ama merak eteme.. ordakinin sen olduğunu biliyorum.. varılığın yokluk olmuş olsa da yokluğunun yerine bile kimseyi sığdıramam.. sen yokluğunla her hücremdesin...

Hiç yorum yok: