beyin kendine son hazırlamaktan aciz…
duvarlar var,
arsız yükselen ketum duvarlar.
nasıl’lar boyu haykırışlar çaresiz.
nesiller boyu süren bir dava...
kim bilir kaç sevda çiçeğinin boynunu güneşin aksine büktüren
gölgeye… karanlığa!
sevda çiçekleri mağdur
üzerine düşen damlaları mahmur
yağmurun...
kalk git bütün kökleri göze alarak rüzgar!
rüzgara al götür yakarışları nafile...
Fuzûlî’den kulağa hoş bir gazel bile değil...
gitme diyen dil
ses zamanını da tutturamayınca gitme’ler biçare.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder