Temmuz 24, 2013

matruşka



 Çocukluğuma döndüm gibi… resim resim anımsadım;  kendi dünyamda kurgumu yürüttüğüm oyunların yanı sıra tv de açık olmalıydı… dokundurmazdım da 'ben onu dinliyorum!' itirazıyla…. Aynı durum tekerrür ediyor gibi sezindim… yine kendi dünyam… kendi kurgum… kendi oyunum… yine tv açık.(yalnız çoğu zaman açık bulunsa da çok ısrarcı değilim artık... :)) Bu denli benzerlik hala bi çocuk mu gösterir ki acaba? Yoksa bi 'yedisinde neyse yetmişinde o' durumu mu?(deyişi olarak da ifade edilebilir bu.)
Yok çocukluğuma dönmek gibi basit bi tabire sığdırılmamalı… resmen içimde çocuğu gördüm… ben o'yum… o benim özüm…. Zamanın bu kısmında her şey biraz daha büyük yalnız…. Her şeyin büyüklüğündeyken her şeyin hep büyük göründüğü minik zamanları anımsayınca ise ilk resim mıknatıs oyunu oldu…
Metal bütün parçalar(bilye taneleri, top iğneler, topsuz iğneler, kalem parçaları, raptiyeler…vs) masa, sehpa ya da benzer manyetik etkileşimin sağlanabileceği herhangi bir ortamda guruplanır… ve örneğin, masa altından mıknatıs yardımıyla olmak suretiyle bütün materyaller tek tek yada gurup halinde hareketlendirilir…. Sonra n'olur bilemiyorum pek… muhakkak bi taraf yeniyordur… ya da ortama dalan bir büyük güç(mıknatıs) bütün gurubu topluyordur apar topar….

24.07.2013; 03:47




 'kadınım' ne güzel bir tabir geldi öyle sabah sabah…

 Kadınım… elimi gezdireceğim saçların olmalı başucumda… her an kokunla karşı karşıya olmalıyım…. Her sabah gözlerinin açılmasına şahit olmalıyım ya da gözlerimi açınca uyanmamı bekleyişine…. Ya da alelacele hazırlanırken bir yere yetişmek üzere  hala yatakta olmama söylenmene  tanık olmalıyım… gözlerim yarı açık yarı kapalı….
 Seni seviyorum'ların tüm sessiz söylemlerini yaşamalıyım teninde … soluğun soluğuma değmeli… heyecanını saklamanı sezmeliyim…. Kadınım… aşk olup kulağına fısıltı olmalıyım usul… gözlerinde aşk olmalıyım… gözlerin mabedim olmalı… vakit huzur….
 Sanki bütün gece yanımdaymışsın da sen gidince ben senden gitmemek için kalakalmışım yatağımda….
 Göğsüme yasladığın başından bir saç teli arayıp durdum sevgilim… saçının bir telinden ziyade bütün varlığını sezdim… ne hoş geldin bu sabah bir bilsen… bütün gelmelerin ağzı açık kalır görseler ahengini tenime… bütün seni seviyorumlar… bizdeydi bu sabah… artık uyanmak vakti…. Hoşça kal…. Varlığının yok bir timsali inan…. 
 Hadi uyan artık! Sonuna geldik bütün güzellik'in….
Soluğuna değdikçe sıcağını sezince kopmak mümkünsüzlüğünü düşündüren onca şeyin üstüne başımı alamıyorum kollarından da gidemiyorsun… tamam git…. Bütün güzellikler bizim oldu….

 24.07.2013; 12:34 

Hiç yorum yok: