Temmuz 31, 2013

bir çalgı tutturmuşum



Dudağıma yapıştı kaldı bir ıslık(Belki biraz hüznü çağrıştırır.. Gerçi bu çağrışımın sebebi de tizliktir kuvvetle ihtimal)… Dakikalar alabilir bu… 
Kendimi toparlamam gerekeli çok oldu biliyorum. Ne kadar dağınık kalmışlıktayım böyle… Kafam bir oradan bir buradan çaladurmakta…. Gel bir de buradan çal..! Yok yok bir standardı yakalamak gerek.



- İyi misin?
- Evet tabi…
- Yaşıyosun yani..
- Yaşıyo muyum? Bilmiyorum... Bir saksı düşün odanın ortasında… Ve içine kapatılmış toprak...
- ….
- Yaşıyorum evet.. Güneş doğuyo… Güneş batıyo... Sonra tekrar güneş doğuyo… Batıyo yine... Tekrar ve tekrar bi döngü seyrediyo böyle. Bazen yağmur yağıyo… Yağmur iyidir… Severim yağmuru… Güneş doğuyo sonra… Güneş batıyo…. Sonra tekrar batıyo güneş. Bazen güneş batınca yağmur yağıyo… O zaman da severim yağmuru… Sonra tekrar güneş doğuyo… İyim ben yani... Olur da bi ot yeşerirse biri gelir yapraklarımı da siler belki... Sonra bir arı bir çiçekten kopmuş polenin bana yolculuğuna vesile olur da belki çiçek büyürüm… Ya da Feridun Düzağaç'ı saran sarmaşık olurum kim bilir…. Sahi hayat neden şekil yapıyor..!

31.07.2013; 19:37 




Sıcağından kora düşmüş ellerimiz birleşince,
Usul ve kendini bulmuş…
Rüzgara kapılmış bir sonbahar yaprağı
Süzülür yanağından teninin kıvrımlarına...
Tenin sıcağı üstüne kırağı düşmüş de ondan.
Zaman nasıl da soğukmuş...




Hiç yorum yok: